9 Eylül 2016 Cuma

HÜLAGÜ HAN

                                          Hülagû Han
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Hülagû Han

هولاكو خان
İran İl Hanı
Hulagu Khan.jpg
Hüküm süresi1256 – 8 Şubat 1265
Sonra gelenAbaka Han
Eş(leri)Dokuz Hatun
Guyuk Hatun
Kutuy Hatun
Oljei Hatun
Yesuncin Hatun
ÇocuklarıAbaka Han
Ahmet Teküder
Tandon Han
Hıyaksemet Han
Tarakay Han
HanedanBorjigin
BabasıTuluy
AnnesiSorghaghtani Beki
Doğum15 Ekim 1218
Ölüm8 Şubat 1265 (46 yaşında)
Merağe
DefinŞahi AdasıUrmiye Gölü
DiniBudizm
Hülagû Han (d. 1217 - ö. 8 Şubat 1265), İlhanlılar'ın kurucusudur. Cengiz Han'ın torunu, ve diğer Cengizli Büyük Han'larından Mengü Han ve Kubilay Han'ın da kardeşidir.
Hülagü, 1255 yılında ağabeyi Mengü Han tarafından Orta Doğu'da henüz ele geçirilmemiş toprakların fethini tamamlamak üzere görevlendirildi. Görevleri, güneydoğu İran halklarından olan Lurları hakimiyet altına almak, Haşhaşi tarikatını ortadan kaldırmak, Abbasi Halifeliği'ni yıkmak, Eyyubi ve Suriye topraklarının istilası ve son olarak da Mısır'daki Memlük Devleti'ni yıkmaktı. Mengü Han, Hülagü'ye teslim olanlara iyi davranmasını, karşı koyanları ise tamamen ortadan kaldırmasını emretti.

Hülagü Han ve karısı Dokuz Hatun
Annesi Sorgotani Beki ve karısı Dokuz Hatundinine bağlı birer Nasturi Hıristiyandı. Tıpkı yakın arkadaşı ve komutanı olan Ketboğa gibi.Moğol İmparatorluğu'nun dinlere karşı alışılmış hoşgürüsüne karşın Hülagü'nün Müslümanlara olan düşmanlığında bu üçünün etkisi olduğu düşünülüyor. Bir başka görüş de Emeviler ve bazı Abbasi halifelerinin Türk ve Moğol halklara karşı kötü muamele etmesinin Hülagü Han üzerinde intikam hissi uyandırmasının müslümanlara düşman olmasına etkisi olduğudur.

Haşhaşiler ve Bağdat Seferi[değiştir | kaynağı değiştir]

Mengü Han'ın emriyle her on Moğol erkeğinden ikisi, emrindeki orduya alınan Hülagü, belki de o zamana kadarki en büyük Moğol ordusunun başında sefere çıktı. Luristan Atabeyliğikolayca ele geçirildi. Haşhaşilerden alınması imkânsız Alamut Kalesini normal koşullarda asla ele geçiremeyince Hülagü, orduda bulunan Hitaylı Mühendislerin katkısıyla kalenin altı tüneller açılarak oyulmuş ve petrol ile doldurularak kalenin bulunduğu tepe, o zamana kadar görülmemiş gerçek bir bombaya dönüştürülmüştür. Bu sayede Moğolların normal koşullar altında ele geçirmeyi rüyalarında bile göremeyecekleri bu kale, tüneller ateşlenerek patlatılmak suretiyle imha edilip ele geçirmiştir. Bu, o tarihe kadar asla kimsenin aklına bile getiremediği bir yöntemdi. Bu tarihe kadar da pek çok ordu bu kaleyi çok dik ve yalçın kayalar üzerinde kurulduğundan, ayrıca çok müthiş ve sert savunulduğundan ele geçirememişti. Daha sonra Bağdat'a yönelen Moğol ordusu, Halifeye yapılan teslim ol çağrısına olumsuz cevap verilmesini, Büyük Han'ın da emrine uygun olarak istila bahanesi olarak kullandı.

Hülagû Han'ın Alamutkuşatması
Hülagû Han halifeden teslim olmasını istediğinde, Halife Mustasım, eğer kendisine saldırırsaAllah'ın gazabına uğrayacağını söyleyerek teslim olmayı reddetti. Birçok kaynak Halife'nin saldırıya karşı yeterli önlem almadığını yazıyor, ne ordusunu güçlendirdi, ne de Bağdat'ı çevreleyen surları. Aslında, en yapmaması gerekenleri yapmıştı; Hülagü'yü kızdırmıştı, bu da Hülagü'nün kuşatma için aradığı mazeretti. Bağdat'a vardığında Hülagü orduyu bölümlere ayırdı. Böylece şehir her taraftan tehdit edilecekti. Abbasi ordusu, batıdan saldıran Moğol kuvvetlerinin bir kısmını geri püskürtmeyi başardı fakat sonraki çarpışmalarda yenildiler. Yapılan Düceyil Muharebesinde Moğollar, Düceyil Nehri'ndeki setleri yıkarak Abbasi ordusunu tuzağa düşürdüler, askerlerin neredeyse tamamı kılıçtan geçirildi ya da boğuldu. Daha sonra şehir kuşatıldı ve birkaç gün içinde de şehri çevreleyen surların tamamı Moğol ordusunun kontrolüne girdi. Mustasım anlaşma teklif etti fakat kabul edilmedi. Moğollar 13 Şubat1258'de şehre girdi ve şehir bir hafta boyunca yağmalandı, halk katledildi.
Moğollar'ın Bağdat'ı istilasıyla karşılaştırıldığında Alaric'in Roma istilası oldukça nazik görünür. Kaçmaya çalışanlar yakalanıp öldürüldü. Ölü sayısı hakkında tahminde bulunmak oldukça güç olsa da değişik yaklaşımlar var. Bazıları yaklaşık 90,000 kadar olduğunu savunurken, müslüman tarihçi Abdullah Wassaf birkaç yüzbin veya daha fazla Bağdatlının öldürüldüğünü tahmin ediyor. Hülagü Han, zamanınFransa kralı IX. Louis'ye mektubunda ordusunun yaklaşık 200,000 kişiyi öldürdüğünü söylemektedir. Yapımı nesiller boyu süren cami, saray ve hastaneler yağmalandı ve yok edildi. Halife yakalandı ve öldürülmeden önce halkının katledilmesi ve şehrinin talan edilmesi izletildi. Bozkır kültürüne göre asil kan yere akarsa, tüm alem düşmanınız olur. Bu yüzden Halife keçeye sarılıp atlar tarafından çiğnetilmişti. Bir oğlu hariç tüm oğulları da öldürüldü.
Daha önceki örneklere baktığımızda Moğollar sadece dirençle karşılaştıkları şehirlerde, ele geçirdikten sonra halkıyla birlikte büyük bir yağma ve katliam yapıyorlardı. Eğer şehir savaşmadan teslim alınmışsa halkı bağışlanıyordu, Bağdat kuşatmasında da olduğu gibi kısa süren çarpışmalar sonucunda alınmışsa yağma yapılmakla birlikte bu kadar büyük bir vahşet olmuyordu. Bağdat'ın yağma edilirken sergilenen vahşet Moğol tarihinin de en acımasız olayıydı. Bazı Çin şehirlerinin de Bağdatla aynı kaderi paylaştığı söylenir fakat bunlar belgelenmemiştir. Bundan yüzyıllar sonra bile Bağdat terkedilmiş, harabe şehir görünümünden kurtulamadı. Tüm bu anlatılanlar Hülagü'nün Moğol hanları arasında niye en korkulan ve en büyük kan dökücülerden olduğunu açıklamaktadır.

Son Dönem[değiştir | kaynağı değiştir]


Moğol ordularının Suriye ve Filistin'e ilerleyişi
Bağdat'ın alınmasından sonra çevredeki daha küçük şehirler Hülagü Han'a bağlılıklarını bildirdiler. Moğol ordusu Suriye'ye Eyyubiler üzerine döndü ve Akdeniz kıyılarına kadar birlikler gönderildi. Mısır da bir sonraki hedef gibi görünüyordu fakat Büyük Han Mengü'nün ölümü Hülagü Han ve ordusunun büyük kısmını bu seferlerden vazgeçmek zorunda bıraktı. Arkasından gelen taht kavgaları bir kardeşinin hapse girmesi ve diğerinin de Büyük Han seçilmesiyle sonuçlandı. Fakat Mengü Han'ın ölümünden sonra Moğol birliğinden bahsetmek güçtür. İmparatorluk dört bölüme parçalanmıştır ve Hülagü Han'ın kurduğu İlhanlı Devleti bunlardan biridir. Orta Doğu'da kalıp sefere devam eden Moğol ordusu Ayn Calut Muharebesi'nde Türk askerlerinden teşkil edilmis Memlük'lere yenildi. Filistin ve Suriye toprakları kaybedilmişti. 1262'de Hülagü hakimiyetindeki bölgeye döndü fakat yokluğundaki mağlubiyetlerin intikamını alma fırsatı bulamadı. Hülagü Han ordusunu toplayıp Ayn Calut yenilgisinin intikamını almak üzere sefere çıktığı sırada Berke Han, Nogay Han komutasındaki ordusunu İlhanlılar üzerine göndermişti. Bunun üzerine Hülagü Han seferden vazgeçip kuzeye döndü. Kafkasların kuzeyindeki bölgeyi alma girişimleri sonuç vermedi ve Nogay Han tarafından bozguna uğradı. Bu Moğol orduları arasındaki ilk savaştı ve imparatorluk birliğinin bozulmasının açık göstergesiydi.
Hülagü Han 1265 yılında öldü ve atı ve cariyeleri kurban edilerek onunla birlikte gömüldü. Cenazesi şamanist geleneklerine göre yapılan son hükümdardır. Mezarı Urmiye Gölü'ndeki bir adadadır. En büyük oğlu Abaka Han yerine geçti ve babasının politikasını devam ettirdi.
                                                                CENGİZ HAN

Doğumu[değiştir | kaynağı değiştir]

Onon NehriMoğolistanTemuçin'in doğduğu yer
Hayatının ilk yılları hakkında az bilgi vardır. Pek az kaynak o döneme ilişkin bilgiler vermektedir. Küçük bir kabile olan kiyat kabilesinde doğduğu ve babasının ona Temuçin ismini onun Temuçin Uge isminde bir lideri yakaladığı için verdiği ileri sürülmektedir. Başka bir rivayete göre ise elinde bir kan pıhtısıyla doğmuştur ki bu da kabilenin ileri gelenleri tarafından savaşçı ve muzaffer bir şahsiyet olacağına yorulmuştur. Moğol Devleti'nin son hükümdarı Kutala'nın yeğeni, Börçigin'in lideriYesügey'in büyük oğludur, annesi Höelin, Onggirat boyunun Olkunat kabilesindendi. Orta Asya'da göçebe hayatı yaşamışlardı.


Ataları[değiştir | kaynağı değiştir]

Cengiz Han'ın atalarından birinin adı Duva[1] sokurdur. Bir gözü kör olduğu için sokur lakabı verilmiştir. Duva sokur (sohor) ve küçük kardeşi Dobun Mergen, Toroholcinbay'ın oğullarıdır.[2]

Çocukları[değiştir | kaynağı değiştir]

Cengiz Han'ın imparatoriçesi ve ilk karısı Börte'den 4 çocuğu oldu; Cuci (d. 1185 - 1227), Çağatay ( ? - 1242), Ögeday (? - 1241), Tuluy(d. 1190 - ö. 1232).
Cengiz Han'ın ayrıca birçok diğer eşinden birçok çocuğu oldu ama onlar yerini almaktan muaf tutuldular, ve kızlarının kaç kişi olduğuna dair bir bilgi yoktur.

Çocukluğu[değiştir | kaynağı değiştir]

Mongol Empire c.1207.png
Efsanelere ve daha sonraki yazarlara göre, Temuçin'in çocukluğu oldukça zor geçti. Henüz 9 yaşındayken, görücü usulü evliliğine göre babası Yeşügey, Temuçin'i eşi Börte'nin Onkıratkabilesinden olan ailesine verdi. Burada evlilik yaşı olan, 10 yaşına gelene kadar Deiseçen'e; evin reisine hizmet etti.
Evine dönerken babası Tatarlar tarafından zehirlenmişti. Bunun sebebi de onlara karşı yaptığı seferler ve saldırılardı. Bu sayede Temuçin kabilenin reisi olmuştu, ancak kabilenin üyeleri küçük bir çocuğun liderliğini kabul etmediler ve Temuçin'i ve ailesini terk ettiler.
Devam eden yıllarda, Temuçin ve ailesi doğada göçebe hayatı yaşadı. Ağaçlardaki meyvelerden ve doğadaki hayvanları avlayarak yaşıyorlardı. Bir seferinde de, Temuçin üvey kardeşi Bekter'i avladıkları hayvanı bölüşürken anlaşamadığı için öldürdü. Annesi karşı çıksa da, öldürmek üzerine hiçbir zaman pişmanlık göstermedi. Bu olay ayrıca onu ailenin reisi yapmıştı. 1182'deki başka bir olayda da, eski kabilesi tarafından saldırıya uğramış ve esir düşmüştü. Tayiçyutlar'a esir düştüğünde, gelecekte generallerinden biri olacak Çilayun'un yardımı ile kaçtı. Annesi Helin Temuçin'e hayatta kalabilmesi için birçok ders verdi.Moğolistan'ın politikasından, diğer kabilelerle ittifak kurmaya, ve zor tabiat koşullarına kadar. Bu gelecekte Temuçin'in anlayışını da bir şekle sokar. Gelecekteki generallerinden Cebe ve Borçu da bu dönemde Temuçin'e katılırlar. Kardeşleriyle beraber, ilk gelişme ve diplomasi için insan gücünü temsil ettiler.
Temuçin Börte ile 16 yaşındayken evlilik düğünü yaptı. Daha sonra Merkit kabilesi tarafından kaçırıldı, Temuçin de Börte'yi o dönemdeki arkadaşı daha sonra da düşmanı olan Camuka'nın yardımıyla kurtardı. Börte hep tek imparatoriçeydi, ama Temuçin geleneklere uyarakmeritokratik eşleri oldu. Börte'nin ilk çocuğu Cuci, Merkit kabilesinden kaçırıldıktan 9 ay sonra doğdu; böylece de babasının kim olduğu hakkında hep soruları da beraberinde getirdi